ATGB-Berlin bu yılın üçüncü geleneksel toplantısını yine TDU’da gerçekleştirdi
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne denk gelen toplantının değişmez gündem maddesi “Medyanın Canlı Tanıkları Bölümü”nün bu ayki konuğu gazeteci Mehmet Dedeoğlu oldu.
Hüseyin İşlek / HAYPA.de
ATGB-Avrupa Türk Gazeteciler Birliği Berlin Eyalet Temsilciliği’nin geleneksel olarak her ayın ikinci Pazartesi günü düzenlediği üye toplantılarının bu yıl üçüncüsü 8 Şubat’ta yine Türk-Alman İşadamları Birliği’nde (TDU) gerçekleşti. Toplantı ATGB’nin Berlin’deki yeniden yapılanmasının öncülerinden AYPA Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Ali Yıldırım’ın kısa bir selâmlama konuşması ile başladı. Gündemle ilgili maddeleri tanıtan Yıldırım, ardından tüm kadınların “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutladı.
KADINCA.eu’nun kurucusu Özlem Coşkun’un hazırlattığı 2. yıl özel pastanın kesilmesinden sonra, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” nedeniyle derneğin erkek üyeleri, kadın üyelere birer kırmızı karanfil takdim etti ve KADINCA’nın 2. Kuruluş Yıldönümü kutlandı.
Geçtiğimiz toplantılarda Türklerin Almanya’ya göçü ile ilgili “Berlin Basın Müzesi/Arşivi“ çalışmaları ve “Berlin Haber Ajansı” (BHA) kurma hazırlıkları başlatan ATGB Berlin yönetimi ve üyeleri, bu toplantıda sadece haber ajansı kurma çalışmalarını masaya yatırdı. Uzunca süren hararetli konuşma ve tartışmalar sonrası, oy birliği ile “Berlin Haber Ajansı” adıyla yeni bir yapılanmanın gerçekleştirilmesine karar verildi.
“Medyanın Canlı Tanıkları Bölümü”nün bu ayki konuğu gazeteci Mehmet Dedeoğlu’ydu
“Medyanın Canlı Tanıkları Bölümü”nün bu ayki konuğu fotoğrafçı ve gazeteci Mehmet Dedeoğlu oldu. Zitty Berlin’den Hürriyet Gazetesi ve Star’a, Friedrich Ebert Vakfı’ndan BAK 07’ye kadar fotoğraflarını daha bir çok gazete, dergi ve haber portalında gördüğümüz DEDE PRESS’in sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Dedeoğlu dernekçilik, fotoğrafçılık ve gazetecilikle ilgili anıları anlattı.
Toplantıya katılan medya mensuplarını selamlayan ve herkese “Hoşgeldiniz” diyen Dedeoğlu, sözlerine şöyle devam etti. “Aslında ben gazeteci değilim, kendimi daha ziyade bir fotoğrafçı olarak görüyorum. Gazeteci ya da fotoğrafçı olmak alımdan geçmiyordu, gençlik yıllarımda önemli bir hastalık geçirdim ve benim bütün hayatım değişti. Hukuk eğitimi almak için yüksek okula girdim ve dört sömester okuduktan sonra çok büyük bir hastalığa yakalandım. Böylelikle hayatım altüst oldu ve tamamen değişti. Oldukça ağır geçen hastalığımın tedavi sürecinde aşırı derecede ağrı kesici haplar aldığımdan dolayı, oldukça zor günler yaşadım, hayatım silindi diyebilirim.
Yaklaşık 2 sene süren tedavim sürecinde kendime geldikten sonra, yeniden okuma ve yazmayı öğrenmeye başladım. Onun için yazı yazma yeteneğim ve becerim yok ve halende süren unutkanlığım var. Bu arada da yeniden okumaya başladım. İslam Bilimleri ve Latince öğrenmeye başladım. Tiyatro eğitimi alarak, tiyatro pedagojisi okudum. En sonunda bir sonuca vararak meslek sahibi olmaya karar verdim, elimde bir diploma olsun istedim ve o zamanki UDK’yı, şimdiki adıyla HDK’yı bitirerek Tiyatro Pedagogu ve eğitimcisi olarak diplomamı aldım.
Üniversite yıllarımda Friedrich Ebert Vakfı’nda günlük asistan olarak çalışmaya başlamıştım. Orada tanıştığım bir arkadaşın önerisiyle 1990‘larda resim çekmeye başladım, arkadaşım yazılar yazıyor ben de onun yazdığı yazıların fotoğraflarını çekiyordum. O yıllarda kurulan ‘Werkstatt Deutschland e.V’ ‘Quadriga’ adıyla çeşitli kişi ve kuruluşlara ödüller verdi; bende bu kuruluşların ödül törenlerinde onların resimlerini çektim. Hatta o törenlerden birinde şimdiki Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da bir ödül verildiğini anımsıyorum. Yani kısacası ben özel bir kuruluşun fotoğrafçısıydım artık.
O fotoğrafçılık 1994-1995’lerden bu yana o gün, bu gündür devam ediyor ve ben bu süreçte çok ünlü isimlerin fotoğraflarını çektim. yarışmalara katıldım, ödüller aldım, isimlerini tek tek saymıyorum o kadar çok ki! Ben genelde Almanlarla çalıştığım için Türklerle pek ilişkim olmadı. Ünlü Alman manken Claudia Schiffer’den kuaför Udo Walz’a, Kader Loth’dan Monika Beluchi’ye kadar hemen hemen çok sayıda ünlüyü fotoğraflama şansım oldu. Berlinale’de örneğin tüm ünlü oyuncuların yıllarca fotoğrafını çektim diyebilirim. Ve bu süreçte unutulmaz anılar yaşadım. Değerli okurlar Mehmet Dedeoğlu’nun hikayesi kolay kolay bitmez, bizim de sayfalarımız bu hikayeye yetmez. Dedeoğlu’na bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum.
İlk yorum yapan olun